Kaz Dağları, ülkemizin en önemli zenginliklerinden biridir. Antik dönemlerden bu yana pek çok efsaneye konu olan ve İda Dağı olarak da bilinen Kazdağları, “Tanrıların armağanı” olarak tasvir edilen tam bir doğa harikası.
Şehrin korkunç havasından kurtulmak için yapabileceğiniz en iyi şey Kazdağları’na kaçmak.
Zeytin bahçeleri, kızılçam ve daha da yükseklerde meşe ve karaçam ormanlarıyla kaplı bu güzel coğrafya, Ege’nin yakıcı sıcağından bunalanlar için tam bir kaçış yeridir.
Kalabalık tatil ortamlarından uzak, sakin, huzurlu, dingin bir ortamda tatil yapmak isteyenler için Kazdağları her mevsim gidilebilecek bir coğrafya. Karpuz çatlatan soğuk kaynaklar, cıvıl cıvıl kuş sesleri ile kaynaşan şelale sesleri, şehirlerin boğucu gürültüsünden uzak huzurlu bir ortam sunuyor kendisine sığınanlara. Serinlikle misafirlerine yaz sıcağını unuttururken, şifalı kaynaklarından mutluluk ve huzur sunuyor.
Dünyanın ilk güzellik yarışması Kazdağları’ndaydı
Muhteşem manzaraları, dinlendirici yeşil alanları ve birçok kaplıcasıyla Kaz Dağı Milli Parkında, doğanın estetiğini mitolojik hikayelerle hissedebilirsiniz.
Mitolojide Afrodit, Hera ve Athena arasındaki Dünyanın İlk Güzellik Yarışmasının burada yapıldığını görürüz. Hikayeye göre Tanrılar, Thetis ile Peleus’un düğünü için toplandıklarında, düğüne davet edilmeyen Eris (Nifak), Athena, Hera ve Afrodit’in bulunduğu yere altın bir elma atar. Elmanın üzerinde “en güzeline” yazılıdır. Üç tanrıça arasında “en güzel benim” tartışması başlar. Zeus, en güzelin seçilmesinde hakem olarak İda Dağı’nda bulunan Paris’in görevlendirilmesini buyurur.
Tanrıçalar, Paris’in önünde güzellikleriyle övünüp, ona armağanlar vaad ederler. Hera, Paris’e kendisini seçmesi durumunda evrenin krallığını; Athena savaşta yenilmezliği; Afrodit ise kadınların en güzeli Helena’nın aşkını vaad etmektedir. Bunun üzerine Paris, üç tanrıçadan en güzelinin Afrodit olduğuna karar verir ve altın elmayı ona verir.
Kazdağları, Anadolu yarım adasının kuzeybatısında yer alan, Biga yarım adasının en yüksek dağıdır. Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesini birbirinden ayırır. Kazdağları Çanakkale ve Balıkesir sınırları içerisinde bulunmaktadır. Edremit körfezinin kuzeyini takiben, kuzey doğu-güney batı yönünde 60 – 70 km. uzunluğunda olan Kazdağları, batıda Dede dağı, ortada kazdağı, doğuda Eybek dağı, kuzeydoğuda Gürgen, Kocakatran, Küçükkatran ve Susuz (Sakar dağı) dağlarından oluşur.
Bayramiç’in doğu yönündeki Evciler Köyü’nün 5 km. ilerisinde Kazdağları’nın güzel mesire yerlerinden birisi var. Ayazma denilen ve bol suyun aktığı yörede mitolojide Paris’in tanrıçalar arasında güzel seçmesine nazire olarak her yıl güzellik yarışması düzenleniyor.
Kaz Dağları üzerinde en güzel yerleşimlerden biridir Kalkım. Son dönemde turizmde de atağa kalktı. Ekoturizm, atçılık, trekking tutkunları bu güzel beldeyi keşfettiler.Kalkım’a dileyenler Edremit üzerinden, dileyenler Çan, Yenice üzerinden gidebilir.
Kazdağı Milli Parkı
Kazdağı, doğal ve kültürel kaynak değerleri açısından oldukça zengin bir potansiyele sahip. Bu güzel coğrafya, yerüstü ve yeraltı su rezervleriyle, sıcak ve soğuk su kaynaklarıyla, Biga Yarımadası için tam bir hayat kaynağı. Doğal bitki örtüsü ormanları, sadece bu yöreye münhasır bitki türleri ile sadece ülkemizin değil dünyanın da en önemli ekosistemlerinden birisi.
Kazdağı Milli Parkı, Kazdağları ile kastedilenden farklı ve onun içerisinde bir alan olarak, büyük ölçüde güneyde Edremit Körfezi, doğuda Zeytinli Çayı, kuzeyde Karamenderes Çayı ve batıda Mıhlı Çayı arasında kalan ve 21,452 hektarlık bir alanı tarifliyor. 1994’ten bu yana milli park olan Kaz Dağları’nın jeolojik konumu nedeniyle oluşmuş ilginç bitki örtüsü, iklim ve toprak yapısı sayesinde bu bölge devamlı olarak yüksek oranda oksijen üretiyor. Havası tertemiz, miss gibi.